Kıskançlık insanın kendinde olmayan bir hasleti, baskaşında görünce çekememe durumu..
Küçükken büyük kötülükler arasında sayardı bu meşum huyu hocamız...
Nasıl içki ile adam öldürme ile bir tutulabilir, bu gayet insani olan hissi durum diye geçirirdim içimden.
Zaman bana kıskançlığın devletleri, devletler gibi devleri, dev cüsse ve fikirleri bile nasıl içten içe bir kurt gibi kemirip mecalsiz bıraktığını dehşetle öğretti. Bir koca çınarın bile Allah'ın yarattığı bir kurtçuk marifeti ile içinden kemirilerek devrilip yerleyeksan olduğu gerçeğinden yola çıkarsak, insanın içinde besleyip büyüttüğü kıskançlık uru da eğer kontrol edemezse bütün haysiyet ve kişiliğini zaman içinde eritip bitirdigini muşahede edebiliyoruz. Hâlbuki imrenmek ne güzel şeydir.. kıskançlık ile arasında sadece iyilik çizgisi vardır.
Bir insan kendinden maddi manevi, (takva açısından mesela) bir diğerinin daha iyi durumda olduğunu gözlemleyip seciyeli ve ilkeli bir yarış içerisine girerek ruh dünyasında nice inkişaflara gark olabilir..
Evet bu mümkündür. İnsanların maddi ve manevi gelişim ve başarılarında örnek almak ve imrenmek faktörünün payı azımsanamayacak boyutlarda. Kıskanmanın eşini çocuğunu ya da eşyasını vs kıskanmak gibi masum şekilleri kimi zaman iyidir, iyiliktir. Bunu da göz ardı etmemek gerek. Ama insanın kendisinden üstün konumda olan kişileri çekememezlik girdabına kendilerini hapsetmeleri ne kadar da trajedik bir ruh haletidir..
Yemekten içmekten kesen, hayattan zevk almayı erteleyip ve hatta unutturan, kendi kendini öldürme, ruhunu intihar ettirip psikolojik sorunlar vahasında kendisini gaip etme sağlıksızlığıdır, kıskançlık...
Aynı pencereden bakan iki kişiden biri gökdeki yıldızları diğeri yerdeki çamuru görür, hâlbuki. Ve bardağın dolu tarafından meselelere bakma perspektifini bir alışkanlık ve yaşam biçimi haline getirebilsek; çok fazla mutlu olabilecek nedenimiz vardır aslında.
Bu habis ruh haleti ile kendini zincirleyen ve zehirleyen insanlara nacizane tavsiyem;
Elindeki ile yetinebilmek, varlıkları ne ise onlarla mutlu olma alicenaplığını gösterebilmek, bitmeyen bir hazine olarak tarif edilen kanaati, bir süs olarak gerdanında ve vicdanında taşıyabilmektir.
Bizler kendimizden daha iyi durumda olan, daha iyi yazan, , yaşayan, daha pozitif bir iklimi kendi ruh dünyasında egemen kılan insanları ancak alkışlarız. Bu tür insanların çok oluşlarıyla gurur duyarız. Bu necip güruhu etrafimızdan eksik etmemeğe gayret sarfederken; kıskançlık deryasında boğulmak üzere olan zavallıların ne kadar umutsuz bir vaka olduğunu teslim eder dünyamızdan bir zaman sonra tard ederiz.
Allah'ım!
Verdiklerine karşılık şükür edebilen kulların arasinda olmamı bu naciz kulların arasına koy beni!
Etrafımda ağzından kan ve kin salyaları akıtarak etrafımda ki iyilikleri heba etme hevesindeki sırtlanları da layık olduğu evrene ve topluma ilhak eyle.
Amin...